Reklam Hukuku
Reklam sektörü, internet ortamının gelişmesi ve uygulamaların gelişmesi ile daha da önem kazanan bir konudur. Her alanda reklam yapılabilir. Ancak bazı iş alanlarında reklam yapılması belirli koşullara tabidir ve bazı iş alanlarında reklam yapılması yasaktır. Reklam hukuku, bu alanda yapılan genel konuları, anlaşmaları, yönetmelikleri veya durumları kapsayan bir durumdur. Reklam özgürce yapılmaz. Her hukuk alanının kendine ait bir kanunu veya yönetmeliği olduğu gibi reklam sektöründe de belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Tüketiciler ve şirketler hakları konusunda eksik bilgileri bilmelidir. Haksız rekabet ve farklı fiyatlama gibi konularda yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu konuyla ilgilenen hukuk dalı reklam hukukudur. Bu konuda uzman bir İstanbul reklam hukuku avukatıdır. Hukuk büromuz alanında uzman avukatları ile müvekkillerine her konuda tam destek sağlamaktadır.
Reklam Hukukunun Genel İlkeleri
Ülkemizde bu sektörü düzenleyen ve denetleyen üç kuruluş bulunmaktadır. Bunlar; Reklam Kurulu, Reklam Özdenetim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu. Bu kurumlar gerekli inceleme ve denetimleri yapmaktadır. Reklam hukuku alanında gerekli bilgileri sunmadan önce reklam kavramının neleri kapsadığını ve hangi konuları kapsadığını bilmek gerekir. Bu bağlamda reklam kavramının taşıdığı/kapsadığı unsurlar aşağıdaki gibidir.
Promosyon, reklam kavramının kapsadığı ilk unsurdur. Bir işlemin, ürün veya hizmetin reklam kavramına dahil edilebilmesi için, işlemin söz konusu işlem, ürün veya hizmetin tanıtımını yapıyor olması gerekir. Promosyonu önemli kılan şey, promosyon sürecinin tüm kamuoyunu değil, sadece potansiyel tüketiciyi hedeflemesidir.
Reklam hukuku avukatlığı hizmetimiz kapsamında değerlendirebileceğimiz bir diğer unsur da ticari amaçtır ve reklamın kapsadığı unsurlar arasındadır. Bir reklamda bir ürün veya hizmetin tanıtılmasının en temel nedeni ticari gelir elde etmektir. Ürün veya hizmetin tanıtımı ile ürün veya hizmetin satışlarının artırılması ve bu kapsamda kar marjının yükseltilmesi amaçlanır. Bu bağlamda şunu söylemek mümkündür: Reklamı oluşturan unsurların tamamı birbiriyle bağlantılıdır. Örneğin reklamsız ticari amaç, ticari amaç olmadan reklam yapmak mümkün değildir. Bu doğrultuda her iki durum da anlamını yitirecektir.
Reklam hukuku kapsamında “reklamın unsurları” adı altında değerlendirilebilecek bir diğer unsur da reklam yapma iradesi unsurudur. Bir işlemin reklam olarak konuşulabilmesi için söz konusu bilgilendirme veya tanıtım işleminin reklamın iradesi ile yapılmış olması gerekir. Başka bir deyişle, kişilerin ürün veya hizmetlerini reklamsız olarak tanıtmaları da mümkündür. Bu nedenle reklam hukuku bağlamında vazgeçilmez unsurlar arasında yerini almış olan bir diğer unsur da reklam yapma iradesinin varlığıdır.
Karşılaştırmalı Reklam Hukuku
Karşılaştırmalı reklam hukuku, reklam türlerinin karşılaştırılması nedeniyle önemli bir konudur. Haksız rekabetin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir hukuk türüdür. Bu kanun türünde haksız ticaretin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Karşılaştırmalı reklam hukuku, reklam olmaması, tüketiciyi aldatması, reklamın doğru ve doğru olması, orijinal olması, malın her yerde aynı durumda olması, reklam için aşağılayıcı şartların bulunmaması gibi durumlardan kaynaklanan sorunları önlemek için uygulanan bir kanundur. veya benzeri ürünler, başka bir firmanın itibarı nedeniyle zenginleşmemiş olması. yöntem. Karşılaştırmalı reklam hukuku konusunda Türk Ticaret Kanunu bağlamında ticari düzenlemeler getirmiştir. Bunların dikkate alınması gerekir. Uyulmaması durumunda cezai işlem uygulanır. Para cezaları yüksek olduğu için bir İstanbul reklam hukuku avukatından destek almak çok önemlidir.
Dijital Reklam Hukuku
Dijital reklam hukuku avukatlığı hizmetimiz sosyal medya ile ilgili durumları kapsamaktadır. Dijital mecralarda yapılan reklamlar da belirli düzenlemelere tabidir. Haksız rekabet, tüketicinin varlığının unutulması, dijital ortamda yapılan reklamların salt kar amacı gütmek amacıyla düzenlenmesi bu başlık altında incelenmektedir. Reklam, doğaçlama bir süreç değildir. Malların fiyatı, kar vb. Günümüzde reklamların çoğu dijital ortamda yapılmaktadır. Bu ortamlarda problemler ve kafa karışıklığı yaşanır. Bu reklamlar düzenlenmediği takdirde tüketici kavramı ortadan kalkar. Bu yüzden çok önemli bir konu. Haksız rekabet ve tüketici haklarına riayet, hukukun bu alanının görevidir. Sosyal medya fenomenlerinin reklam amaçlı yaptığı çekilişler bu kapsamda değerlendirilebilir.
Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği
Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği kapsamında söylenebilecek ilk şey şu şekildedir; Söz konusu düzenleme 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine dayanılarak ortaya çıkmıştır. Bu yönetmeliğin 10 Ocak 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini söylemek mümkündür. Söz konusu yönetmelikte yer alan reklam ve reklam kanununa ilişkin düzenlemelere ilişkin detaylar aşağıdaki gibidir.
Reklamlar ayırt edici olmalıdır. Bir reklam, reklam olduğu için açıkça anlaşılır olmalıdır. Bu bağlamda söz konusu reklamın mecrası ve formatının hiçbir önemi yoktur, açıklık esastır. Çok kısa sürede yayınlanan ve insanların ayırt edemeyeceği şekilde bilinçaltına hitap eden reklamları yayınlamak mümkün değildir. Yine reklam hukuku kapsamında bir reklamda yer alan kelime, müzik veya görsel başka bir yerden alınmış veya uyarlanmışsa, söz konusu görsel veya sesin reklamı kapsadığı kanaatine varıldığında hemen tanınması gerekir.
Reklamlar ilgili mevzuata ve kanuna uygun olmalıdır. Yayınlanması talep edilen ilanlar sosyal sorumluluk ve ekonomi bilinciyle hazırlanmalı ve bu bağlamda haksız rekabet koşullarına yol açmayacak düzenlemeler içermelidir. Reklam hukuku avukatlığı hizmetlerimiz kapsamında tasarlanan ve yayınlanan reklamların tüketiciyi yanıltmaması gerektiğini söylemek mümkündür. Tüketicinin güvenini kötüye kullanan reklamlar için gerekli cezai yaptırımlar uygulanacaktır. Yine reklam yapılırken reklam içeriğinde kullanılan hiçbir cümle, görüntü veya ses başka bir kişi, kurum veya kuruluşu karalamamalı veya küçük düşürmemelidir. Bu kapsamda reklamlarda kişi, kurum veya kuruluşun adı, logosu veya amblemine yer verilmesi mümkün değildir.
Yukarıda detayları verilen karşılaştırmalı reklamlar kural olarak yasak olmamakla birlikte bu durum bir sınırlamaya tabidir. Bahsedilen sınırlama yukarıda verilmiştir. Bir reklamın başka bir firma, kişi veya kuruluşu karalaması veya küçük düşürmesi, karşılaştırmalı bir reklam olsa dahi mümkün değildir. Karşılaştırmalı reklam yapılırken reklam kanunu gereği bahsi geçen unsurlar dikkate alınmalıdır.
Reklam Hukuku ve RTÜK
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu anlamına gelen RTÜK, radyo ve televizyonu denetleme yetkisine sahip bir kurumdur. Özel yayın kuruluşlarının denetime tabi tutulmasının temel nedeni, reklam hukuku bağlamında önemli olan toplumsal değerlerin korunmasıdır.
RTÜK’ün yetkileri radyo ve televizyon yayınlarını denetlemekle sınırlı değildir. Bu kapsamda, kanundaki durumları dikkate almayan ve reklam kanununa aykırı yayın yapan kişi, kurum veya kuruluşların denetimine ek olarak, yaptırım uygulamak da RTÜK’ün yetkileri arasındadır.
Reklam Panosu
Reklam hukuku avukatlığı hizmetimiz kapsamında reklam panosu ile ilgili yapabileceğimiz tanım şu şekildedir;
“Reklam panosu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde tüketiciyi ve rekabeti korumak amacıyla kurulmuştur. “
Görüldüğü gibi reklam panosunun temel kuruluş amacı tüketiciyi ve rekabeti korumaktır. Kurulun yürüttüğü faaliyetler 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanmaktadır. Bunun temel nedeni genel iş etiği kurallarını belirlemektir ve bu kapsamda reklam ticareti hukuka uygun olarak yürütülmektedir.
Reklam Kurulu ve yapımcı firmalar tarafından yapılan reklamların ilgili mevzuat ve kanunlara uygun olarak yapılması tüketicinin bu kapsamda herhangi bir iyi niyet suistimali ile karşılaşmasını engellemektedir. Yine Reklam Panosu ile tüketicinin karşılaştığı yanlış veya eksik bilgilendirme durumunun ortadan kaldırılması mümkündür.
Herkes tarafından bilindiği ve kabul edildiği üzere reklam sektörü çok yönlü bir sektördür. Bu kapsamda her türlü ürün veya hizmetin tanıtılması mümkündür. Çok yönlü olması ve bu bağlamda tanıtım konusunda herhangi bir kısıtlama içermemesi, kötü niyetli satıcı ve üreticilerin yanında iyi niyetli satıcı/üreticilerin de varlığını beraberinde getirmiştir. Kötü niyetli satıcılar, reklam kanunu kapsamında kısıtlanmış ve bir şekilde reklam yapmaları engellenmiştir. Ancak bazı satıcıların iyi niyeti kötüye kullanmanın bir yolunu bulduğu bilinmektedir. Bu nedenle, reklamda herhangi bir yanıltıcı bilgi ve kötü niyet bulunması durumunda tüketicilerin haklarını araması ve bu kapsamda doğabilecek olası mağduriyetlerin giderilmesini talep etmesi mümkündür.
Reklam Hukukunun yakından ilişkili olduğu bir diğer hukuk alanı da Fikri Mülkiyet Hukukudur. Bir reklam, orijinal olması halinde Fikri Mülkiyet Kanunu’nun korumasından yararlanacaktır. Reklam Hukuku avukatlık ve danışmanlık hizmetlerimizde bu konuya çok önem veriyoruz.
Reklam hukuku avukatlığı ve danışmanlık hizmetimiz ise reklamlarda yer alan yanıltıcı bilgiler ve kötü niyet unsurlarından dolayı mağdur olan kişilerin mağduriyetlerini gidermek amacıyla sunulan bir hizmettir. Siz de reklam kaynaklı bir yanılgıya düştüyseniz ve mağduriyetinizin giderilmesini istiyorsanız bizimle iletişime geçerek avukatlık ve danışmanlık hizmeti talebinde bulunabilirsiniz.
İstanbul Reklam Hukuku Avukatı olarak Türk ve Yabancı şirketlere reklam hukuku kapsamında danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Müvekkillerimizin talebi üzerine davalara müdahil olabileceği gibi hukuki görüş de verebilmekteyiz. İstanbul Reklam Hukuku Avukatı müvekkillerine her konuda tam destek vermektedir.